Pink Floyd`un Domuz`unun Hikayesi

1053`cü sayısında Rock`n Roll tarihinin belki de en ünlü sahne figürünün tarihini inceledi: Pink Floyd`un şişme domuz`u. Küçük domuzdan Floyd`un 1977`deki Animals albüm kapağına oradan Coachella festivalindeki kaçışına kadar, yaratık tam bir pop kültürü ikonu haline dönüştü. (hatta bir

bölümünde The Simpsons da göndermeler yapıldı). Uçan domuzu hayal eden Roger Waters bize onun arkasındaki ilk halinden yetmişlerin sonuna ve gelecekteki planlarının hikayesini anlattı.

Hadi domuzun başlangıcından itibaren konuşalım. İlk olarak Aralık 1976 da yapıldı sanırım ve ismi de Algie idi değil mi?

Mümkündür. İlk domuz iki buçuk metre uzunluğundaydı. Gruptaki çocuklara albüm kapağında kullanmak için test amaçlı yaptığım bir prototipti. Bir plastik domuz

 

ve onlara bambular eşliğinde elektrik santralının üstünde uçan domuzu canlandırmıştım.

Ne zaman o fikre sahip oldunuz?
O güne kadar tüm albüm kapaklarımızı yapan Hipgnosis`den Storm [Thorgerson] ve [Aubrey] Powell, Animals ile ilgili tüm fikirlerini getirdiler. Olağan bir toplantı yaptık ancak hiçbirinde fikirde büyük bir enerji ve heyecan yoktu. Sonra ben dedim ki “E bırakın madem bir de ben düşüneyim bu konuda bakalım birşeyler yapabilecek miyim”. Her zaman Battersea Enerji Santralını bir mimari yapı olarak sevmişimdir. Sonra onunla o günün Pink Floyd`u arasında hoş bir sembolik bağ kurdum.

A) Çünkü bir enerji istasyonu gibiydik ve B) dört ayağı vardı. Ters çevirdiğinizde bir masa olurdu. Grubun dört üyesini temsil eden bacaları vardı. Fakat tersyüz olmuştu ve bir kaplumbağa gibi hiçbir yere gidemiyordu. Konserler sırasında zaten uçan bir şeyler kullanmayı düşünüyordum. Koyun veya domuz falan. Sonra neden bu konser fikirini albüm kapağıyla bir araya getirmeyelim diye düşündüm. Bir grubun düşüşü ve hepsi bir arada.

Pink Floyd`un Domuzu

Buna ilaveten domuzun doğasında olmaması gereği uçuşu gibi basit birşey de eklendi. Sonra işte hazırladığım örneği gruba götürdüm. Hepsi çok beğendi hemen yapalım dediler. Sonra büyük bir balon domuz yapıldı ve Battersea santralında bir kaç gün resim çekebilmek için doğru hava koşulları beklendi.

Ve sonra siz resmi parça parça mı oluşturdunuz?
İlk gün çok güzel bir gökyüzü vardı fakat domuz kaçtı. İplerini kopardı ve Heathrow havaalanının yoluna doğru süzülmeye başladı. (küçük detayı ben de ekleyeyim. Kaçarsa vurup düşürmek için tutulan nişancı o sırada yemeğe gitmiş 🙂 Ertesi gün, başka bir domuz getirildi ve parlak bir gökyüzü vardı. Ancak fotograflar ilk gün çekilen kadar ilginç değğildi. Dolayısıyla biz ikinci günden domuzu alıp birinci günün gökyüzüne koyduk ve albüm kapağında o şekilde gözüktü.

Kaç tane domuz kullandınız turnede?
Animals turnesinden dolayı bir çok domuz kullandık. Çok sayıda balonumuz vardı. Sanki bir aile gibiydiler.Baba anne ve ikibuçuk çocuk. Bir tane buzdolabı ve birtane de kocaman bir Cadillac.

Sonra domuz geldi ve sahnenin üstüne bağlandı. İçinde helyum, bacaklarında da propan gazı vardı. Sonra oldukça dramatik bir şov ile propan`ı yakıyorduk ve her gece domuz yanarak aşağı iniyordu. Helyum çok etkisiz bir gaz ve yanmıyor oysa propan hemen alev alır. Dolayısıyla konserde oldukça etkileyici fakat kontollu bir ateş topu elde ediyordunuz. Dolayısıyla Animals turnesinin her bir konser gecesinde bir domuz kullandık.

Ne kadara mal oluyor bu domuz?
Hiç bir fikrim yok. Şu anda bile ne kadara mal olduğunu bilmiyorum. Bütün bunlar bir rock & roll gösterisinin teatralliğini artırmak için mi? Hepsi oldukça maliyetli. Hatta bununla ilgili oldukça hararetli tartışmalar da yaptık. Bazılarımız tüm bunlar için para harcamaya karşıydı. Diğerleri değil. Zaten herşey daima tartışma konusuydu. Sonuçta domuz turneden hoşlandı ve bu turne The Wall`un oluşmasına sebep oldu.

Daha sonraları The Wall konserlerinin de bir parçası haline geldi. Pembe`den siyaha döndü ve çapraz çekiç simgesi kondu. Daha sonra kötü niyeti karanlık güçleri simgeledi ve kırmızı gözleri oldu. Sanırım Run Like Hell parçasında kısa süreli seyircilerin arasında yer aldı. Sonra sanırım bir süre dinlendi ben onu “Pros and Cons” ve “Radio Kaos turnelerinde kullanmadım.
Sonra yeniden doğdu. Sanırım resmi olarak Pink Floyd 1987 Limited olarak biliniyor. O turnede kullandıkları için tarafımdan mahkemeye verilmemek için büyük zahmetlere katlandılar (Waters 85`de gruptan ayrılınca haklarını da almıştı)

Domuza testisler koyarak değil mi?
Evet domuza onu eklediler. Bana öyle söylendi. Tabi hiçbir zaman gerçeğini görmedim ama düşündüler ki o şekil olursa onları fikirlerimi ve dizaynımı çalmaktan mahkemeye veremem. Sonuç olarak herneyse. Domuzcuk hiç görmediğim o turnede yer aldı.

Ve sonra onu 1990 Berlin konserinde mi yeniden kullandınız?
Sanırım. (1990 The Wall: Live in Berlin) konserinde yarım bi domuz vardı. Arka tarafı Berlin
duvarının arkasında yer alan bir iskeleye kurulmuştu. İskelesi sanırım sadece iskelesi 18 metrekare büyüklüğündeydi. Kesinlikle inanılmaz büyüklükteydi. Altındaki kocaman fanlar sayesinde şişiyordu.

Ama şişen domuzun sadece kafasıydı. şiştiğinde sahne duvarındaki bir çok tuğlayı aşağı deviriyordu. Tabiyatıyla Mark Fisher ve Jonathan Park tarafından gerçekleştirilen büyük bir mühendislik becerisiydi. Dolayısıyla bir sonraki canlanışı o şekilde oldu hiç kaçmadı çünkü kıçı yoktu. Sadece kafası ve omuzları vardı… Ne yazık ki uçma şansını yakalayamadı.

Yeniden Live 8 için bir araya geldiğinizde domuzu da kullanmak istemediniz mi?
Kullanmak istedim çünkü hala bir yerlerde bir kutuda duruyor fakat fikir pek kabul görmedi. Belki de o konser için iyi bir fikir değildi zaten . Hatta Live 8`den önce konserler yapmaya başladığımda yaklaşık 10 senedir yeniden domuzu kullanmaya başlamıştım.
Sonra dedim ki neden ben bunun üstüne bişeyler yazmıyorum. Konser öncesi sound check de domuzun yanına gidip lastik eldivenle o an domuzun üstünde ne yazmasını istiyorsam boyamaya başladım.

Yaklaşık 10 konserden sonra New Jersey, Camden de ilginç birşey hatırlıyorum ki orada da ilk defa Leaving Beirut u seslendirecektim. Kendi grafitimi kendim yapıyordum sonra dedim ki ya neden bu çok daha iyi yapan insanlar varken ben yapayım ki! Böylelikle konserlerden önce o bölgedeki grafiti sanatçılarını aramaya başladık. Sadece kendi istediklerimi değil kendi istediklerini de yazmalarına müsade ettik. Yeni Zelanda`da neşeli bir coşku, güzel çizimler ve özürlülere kötü davranma hakkında yazılar, mesajlar yazıldı.

Demek ki her yeni yerde yeni bir domuz kullanıyorsunuz.
Evet ve onları salıyoruz. Yeah. We release them. Her açık hava konserinde ipleri koparıyoruz ve gökyüzünde kaybolana kadar yükseliyorlar. Bazı bir kaç yerde insanlar biraz söyleniyorlar örneğin Los Angeles de. Sanırım bir daha yaparsam beni hapse attıracaklarını söylemişler. Domuz aşkına hapise girmeye hazır değilim esasen. Dedim ki peki, onu uçuyormuş gibi bir tele bağlayın sonra aşağı indirin ki ben de hapse gitmeyeyim. Üstlerinde herhangi bir vana yok dolayısıyla içerdeki basınç yükseldikçe artıyor ve sonunda yanıp dünyaya bir kaç parça plastik paçavra olarak dönüyorlar.

Peki Coachella festivalinde ne oldu, domuz kaçtı ve festival yöneticileri bulup geri getirene $10,000 ödül vaadettiler yoluna düşen birine verdiler.
Coachella da kalabalığın üstüne uçaktan üzerinde Obama yazılı yanında da onay işaretli konfetileri atma fikrim vardı. Ben bu fikrimi orada organizasyona ve yerel idareye söyledim. Obama`ya olan desteğimi biliyorsunuz. Sadece Demokrat parti adaylığı için değil Kasım ayındaki başkanlık seçimleri için de kendisine desteğimi göstermek istemiştim. Çünkü bu adam bence bu büyük ülkenin kurtarıcısı olabilecek biri olduğunu gösterdi. Fakat tabi onlar olmaz kesinlikle hayır yapamazsın, konfeti atamazsın dediler. Büyük kirliliğe yol açacağımı söyleyip unut onu dediler. Fakat biz yaptık. Tonlarca konfetiyi yağdırdık. Fakat uçağın pilotu biraz kafasına buyruk biri çıktı. 40 kilo konfetiyi atacağı yeri kaçırdı ve sonuçta konfetiler insanların havuzlarına düştü. Bolca da şikayet aldık. Çünkü hepsi filtrelerini tıkadı motorlarını bozdu.

Sonuç olarak bol bol özür diledik çünkü organizatörlerin bölge halkıyla iyi ilişkilere ihtiyacı
var. Çünkü büyük bir festival ve bu bozulursa yazık olacaktı. Bu yüzden yaklaşık 100 kişilik bir ekibi insanların havuzlarını temizlemeleri için gönderdi. Sanırım bir noktada ödül meselesi bir tanıtım fırsatı olarak konuyu değiştirmek için kullandılar.

İki ayrı kişi domuzun parçalarını bulmuş. Çocukları onlara üstünde grafitili plastik parçalar
buldunuz mu diye sormuşlar. Onlar da evet çöpe attık demiş. Tabi çocuklar hemen bulun onları 10.000 dolar ediyor demiş. Bana söylendiğinde oldukça ilginç geldi çünkü bulan kadınların birtanesinin üstünde Wish You Were Here tshirt`ü varmış..

Patlamadan önce ne kadar yükseliyor?
Tabi ki bu hava durumuyla ilgili. Mumbai de örneğin doğruca yukarı yükseldi ve en son minicik bir nokta olrak gözüktü daha sonra gözden kayboldu. Coachella da 3000 metre kadar yükseldi. Yani hemen her zaman farklı oluyor. Rüzgarın estiği yöne doğru gidiyor.Son yıllarda sadece üzerlerindeki yazılardan dolayı hepsini resimlemek istiyorum. Şili ve Peru da üstünde yazanlarla birlikte tam bire bir kopyasını verdiler. Hepsi ispanyolca idi ama tamamen aynıydı. Çok güzel oldukları için onlar benim hazinem gibi şöminemin üzerinde saklıyorum.

Okan hakkında

PinkFloydTurk.Net admini, Floyd fanı, müziksever, eski ses mühendisi, amatör astrofotoğrafçı.

23 Mayıs 2008 tarihinde Merak Edilenler, Pink Floyd Klasörü, Roger Waters içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin. 1 Yorum.

  1. Geri bildirim: Müzik Tabldotu

Yorum bırakın