İlk olarak müzik piyasasında devrim yaratan albümü Oxygene ile 1976 yılında tanınan Jean Michel Jarre 34 yıl sonra İstanbul`da konser verdi. Bunca yılın ihmal edilmişliğini konser saati izleyici olarak 1000 civarı seyirciyle almış oldu. Belki bu yüzden yarım saat gecikmeyle seyirci sayısının 2000 civarına yükseldiğini gördük. Herkes gecikmeden ötürü sahneye bakarak sıkılmaya başlamışken, birden arkada hareketlenme oldu. Kuruçeşme Arena`ya bu sene konan tribünler bilet satışının düşüklüğü görülerek alanın ortasına çekilmişti.
Jarre o tribünlerin en üstünden seyircilerin arasına doğru yürümeye başladı. Bir Fransız`dan beklenen snobluk yerine aynı Fransızın bunca yılın verdiği gecikmenin özrü istenircesine seyirciyle kaynaşma isteğini gördük. Sahneye çıktığı andan itibaren yerinde duramayan Jarre, Oxygen, Eqinox, Magnetic Fields albümleri başta olmak üzere hareketli ne kadar şarkısı varsa çaldı. Emprovize kısımlarda solo atma yeteneği maalesef zayıf olan sanatçının konseri bu bölümlerde sıkıntı yarattı. Hatta süreye oynadığı bile düşünülebilinir. Zira İstanbul seyircisinin Clapton şarkılarına bile katılımı kısıtlıyken Jarre bilgisinin ne derece olacağını tahmin edebiliriz.
Konserin sonuna doğruj bir baktık ki zaten VIP olarak sahanın ortasına çekilmiş tribünler boşalmıştı bile. Oysa bavula sığdırdığı kadar lazer`i, synth` sahnedeydi. Geneline bakacak olursak neşeli, şen şakrak bir Jean Michel Jarre konseri izledik. Yine de ben albümlerdeki tadı yakalayabildiğimi söyleyemem. Ama böylesine güzel bir yaz akşamında, Eric Clapton`daki kaotik seyirciye karşın, sayı azlığından huzurlu bir konser dinleme ortamı bulabildiğim için memnun ayrıldım.
Konserle ilgili belki sağda solda lazerleriyle ilgili birşeyler okuyabilir, duyabilirsiniz fakat 16 sene önceki Pink Floyd – PULSE konserini izlemiş birine bunun sivri sinek saz geleceğini tahmin edebilirsiniz.
Ses kaydı kötü olmasına karşın konserin genel havasını yansıtan 7 dakikalık videoyu aşağıda youtube üzerinden izleyebilirsiniz.
Yorum yapın
Comments 0